KÖPEK BAKIMI

04 Aralık, 2015

KÖPEK BAKIMI

Hangi Gıdalar Köpeğim İçin Tehlikeli Olabilir?

İnsanların ve birçok hayvan türünün yemesinde sakınca olmayan pek çok gıda maddesi köpekler için tehlike yaratabilmektedir. Bunun nedeni ; köpeklerin farklı metabolizmaya sahip olmalarıdır. Bu gıdalardan bazıları sadece hafif sindirim problemleri yaparken, bazıları da ciddi rahatsızlıklara ve hatta ölüme sebep olabilmektedir. Köpekler kemik yer , kediler de süt içer genellemesi günümüz bilgileri ışığı altında çok da doğru olmamaktadır… Özellikle aşağıda belirtilen gıda maddelerinin köpeklere verilmemesi ve erişemeyecekleri yerlerde saklanmaları son derece önemlidir.

Hayvan Kemikleri(Tavuk,kuzu..vb) ve Balık Kılçığı ; 

Sindirim sisteminde tıkanma ve yırtılmalara sebep olabilir.Bu tıkanıklık ve yırtılmalar köpeğinizin sürekli kusmasına , enfeksiyonlara açık hale gelmesine,şiddetli kanamalara ve hızlı bir şekilde ölümüne sebep olabilir.

Çikolata, Kahve, Çay ve Kafeinli Maddeler ;

Şeker Bayramının yaklaştığı şu günlerde bu konuya özellikle dikkat çekmek istiyorum…Çikolata sadece şeker içerdiği için köpeklere zararlı zannedilmektedir . Aslında zararlı olmasının asıl önemli nedeni içerdiği birtakım maddelerdir. Çikolata Kalp-damar ve sinir sistemini etkileyen kafein, theobromine ve theophylline içermektedir. Bu maddeler merkezi sinir sistemini uyararak kalp atım sayısında artışa neden olurlar (taşikardi). Theobromine ve kafeinin öldürücü dozu 100-200 mg/kg olarak belirlenmiştir. Hafif ve orta dereceli belirtiler yanı sıra felçler ve ölümle sonuçlanan vakalar mevcuttur. İçerdiği maddeler plasentayı geçtiği için anne karnındaki yavruyu ve süte geçtiği için annelerini emen yavruları da aynı oranda etkilemektedir.Bu sonuçlara maruz kalmamak için lütfen ödül olarak köpeğinize çikolata değil onun için üretilmiş ödül tabletlerini veya bisküvileri – krakerleri veriniz..Ödül vermek isterken istemeden yanlış sonuçlara neden olabilirsiniz.

Kedi Maması ; 

Köpeğinize kedi maması verdiğinizde , ihtiyacından fazla yağ ve protein almasına sebep olabilir ve alması gereken bazı aminoasitleri de almasına engel olabilirsiniz . Bu da bir çok sistemik bozukluklara neden olabilir.Yüksek kolesterol tıpkı insanlarda olduğu gibi köpeğinizde de kalp damar sisteminde tıkanıklık yaratabilir ,ayrıca yüksek tansiyon , böbreklerde ve gözlerde hasarlar da gelişebilir. Karaciğer yağlanabilir ve daha bir çok organda istenmeyen etkiler ortaya çıkabilir.Aynı şekilde kedilere de köpek maması vermemelisiniz.

Bebek Maması ;

Köpekler için toksik olan soğan tozu içerebilirler.Bu da köpeklerde kansızlığa neden olabilir. Hayvansal yağ parçaları ; Özellikle yemek yediğimizde sofradan artan parçalar daima köpeğimizin tabağına konur , o da bizimle aynı gıdaları yemelidir düşüncesi vardır hep ; ama nedense onun payına daima bizden artanlar, tavuğun derisi , kuzunun sakatatları ve özellikle de yiyemediğimiz yağlı parçaları düşer…Köpekler etçil canlılar olarak bilinirler ve bu yüzden her türlü et ve benzeri ürünü yiyebileceklerini düşünürüz..Evet yerler ama ertesi sabah şiddetli bulantı başladığında , kusma başladığında sebebini anlayamadığımız bir şekilde onun pankreasını bozmuş olduğumuzu bilmeden Veteriner hekimimize koşarız ve akut pankreatit nedeniyle aniden ölümüne neden olduğumuzda nerede yanlış yapmış olabileceğimizi düşünürüz… Kurban Bayramında özellikle dikkat etmemiz gereken iki önemli konu vardır. Birincisi kesilen Kurbanın artan yağlarını , sakatatlarını ve yenmeyen tüm kalıntılarını son derece dikkatli bir şekilde derine gömmeli ya da varsa eğer toplayan kuruluşlara vermeliyiz ki köpeğiniz ya da sokakta yaşayan diğer köpek dostlarınız bu artan kısımları gömüldükleri yerden kazarak çıkartmasın ve yiyerek akut pankreatit nedeniyle hayatlarını kaybetmesinler . İkinci önemli konu ise evde verdiğiniz ziyafet sonrası bol miktardaki yenmeyen yağlı hayvansal gıdaları kendi ellerinizle köpeğinizin tabağına koymamanız ve ona ziyafet çektirmek isterken hastalanmasına neden olmamanız dır…Tabağına konan onun için özel olarak hazırlanmış , doktor tavsiyesiyle almış olduğunuz kuru mama olmalıdır.Bu onun için en sağlıklı ve en güvenli ziyafet şeklidir bunu asla unutmayınız…

Süt ve Süt Ürünleri;

Bazı köpek ve kediler yeterli miktarlarda lactase enzimine sahip olmayabilirler. Bu enzim sütün içindeki “lactose” adlı maddenin parçalanmasını ve sindirilmesini sağlayan enzimdir. Bu enzimin yetersizliği gaz , hazımsızlık ve ishalle sonuçlanabilir..İshal sonucu bozulan sindirim sistemi düzeni bir çok bakterinin saldırıya geçmesine ve kedi ya da köpeğimizin hastalığının şiddetlenmesine sebep olabilir. Laktozsuz süt belki bu konuda bir seçenek olabilir.

Ciğer(Karaciğer) ;

Fazla miktarda karaciğer A vitamini zehirlenmesine sebep olup kas ve iskelet sisteminde istenmeyen etkilere neden olabilir (kemiklerde kırılmalar vs.)

Küflü ve Bozuk Gıdalar,Çöpler ;

İçerdikleri yüksek orandaki toksin nedeniyle şiddetli kusma ve ishalle başlayan ve sonunda bir çok organda hasara sebep olabilen ciddi hastalıklara neden olabilirler.

Soğan ve Sarmısak ;

Çiğ , pişmiş ya da toz fark etmez tüm soğan ve sarmısak ürünleri içerdikleri sulfoxide’ler ve disulfide’ler nedeniyle toksiktirler . Kırmızı kan hücrelerinde yıkımlanmaya ve sonuç olarak da anemiye yani kansızlığa neden olurlar..Kediler maalesef bu konuda köpeklerden daha hassastırlar ve daha fazla etkilenirler

Çiğ Yumurta ;

“Avidin” olarak adlandırılan bir enzim içerir ve bu enzim Köpeklerde Biotin (B7 vitamini-Vitamin H)’nin vücutta yararlanımını azaltır.Sonuç olarak deri ve tüy problemlerinin ortaya çıkmasına sebep olur.Ayrıca içerdiği bazı bakteriler nedeniyle çiğ yumurta yenmesi son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir.Yumurta bazen yüksek oranda salmonella içerebilmektedir ve zehirlenme belirtileri ortaya çıkabilmektedir.

Çiğ Balık ;

Tiamin ( B1 Vitamini) eksikliği sonucu iştahsızlığa ,epilepsiye ve çok ciddi boyutlarda olduğu taktirde ise ölüme sebebiyet verebilir.Çiğ balığın devamlı verilmesi durumunda Tiamin yetersizliği daha sık gözlenir.

Tuz ;

Çok büyük miktarlarda alındığında vücutta elektrolit dengesizliği ortaya çıkabilir. Hipertansiyonu olan hastalarda sürekli alınan tuzlu gıdalar kalp ve böbrek hastalıkları konusunda ölümcül sorunlara neden olabilir.

Şekerli Gıdalar ;

Obezite, diş hastalıkları ve muhtemel şeker hastalığına(Diyabet) sebep olurlar. Diyabet sonucu vücudun bir çok organında hasar söz konusu olabilir.Bunlardan biri de gözlerde gelişen körlüktür.

Salam-Sosis:

Bol miktarda içerdikleri baharatlar nedeniyle özellikle yavru köpeklerde kusma ve ishale neden olabilmektedirler.Ayrıca koruyucu olarak içerisinde barındırdıkları sodyum nitrat ve sodyum nitrit ..vb maddeler kanserojen özelliği taşıdığından köpek ve kedilere verilmemelidirler.

Patates ve domates sapları-yaprakları ;

İçerdikleri oxalate’lar sindirim, sinir ve üriner sistemde hasara neden olabilir .Bu daha çok çiftlik hayvanları için tehlike arz etmektedir. Yemek artıkları ; Dengeli bir besin kaynağı olmadığı için, köpeğinizin günlük gıdasının %10’unu geçmemelidir.Artık hayvansal yağlar kesinlikle verilmemelidir.Etlerin yağları ayrılmalı ve kemikler kesinlikle verilmemelidir.

Tütün ; 

İçerdiği Nikotin ile sindirim sistemi ve sinir sistemini oldukça ciddi etkiler. Hızlı kalp atışı, bayılma ve ölümle sonuçlanabilen ciddi etkileri vardır.

Turunçgiller ; 

Turunçgillerden çıkarılan yağlar bulantı ve kusmaya neden olabilir.Bol miktarda C vitamini içerdiği düşünülerek kış aylarında köpeğimizle portakal ve mandalinamızı paylaştığımızda bunu hatırlamalı ve hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlamaya çalışırken onun hastalanmasına neden olmamaya özen göstermeliyiz.

Üzüm ve Kuru Üzüm ; 

Böbreklerde yıkıma neden olduğu düşünülen bir toksin içerdiği tespit edilmiştir.Fazla miktarda yenmesi sakıncalı olabilir.

Alkollü içeçekler ;

Az bir miktarı bile İntoksikasyon(zehirlenme), koma, ve ölüme sebep olabilir. Çoğu zaman duyarız ; hayvan sever dostlarımız ve biz hekimlerin hasta sahipleri aralarında konuşurlarken hep şunu söylerler “Köpeğim ben ne yiyorsam onu yer”.Bu düşünce tarzını yavaş yavaş yeni bilgilere ve yeni düşüncelere bırakmalıyız…Köpeğiniz siz ne yerse onu değil sadece onun için uygun olan gıda maddelerini yemeli… Köpeğinizin yaşına,ırkına,cinsiyetine,kilosuna, risk altında olduğu hastalığa ve geçirdiği operasyon varsa ona uygun Veteriner Hekiminizin tavsiye ettiği bir mamayı tercih etmelisiniz. Örneğin ; köpeğiniz iri ırk (Sivas Kangal,Boxer,Rotweiler,Labrador Retriver,Golden Retriver,German Shephard … vb) ise ve onu ev yemeği ile besliyorsanız kemik gelişimi için ihtiyacı olan bir kaç maddeyi veremiyorsunuz demektir. Ev yemeği verdiğinizde kalsiyum vermem gerekir diye düşündüğünüzde kemiklerin gelişimini hızlandırarak kalça çıkığı riskini arttırdığınızı da bilmelisiniz.Kemiklerde üremeler ve ilerleyen yaşında böbreklerinde taşlar ya da damarlarında kireçlenmeler belki de gelişsin diye düzensiz verdiğiniz kalsiyumdan dır kim bilir.??? Köpeğinizin ağzından kötü kokular geliyor ve siz bunun çaresini arıyorsunuz belki kuru mama vermiş olsaydınız ağzını saran tartarlardan çoktan kurtulmuş olacaktınız.Ağız ve diş eti yangısı nedeniyle bozulan iştahı yeniden eski halini alacak ve ağız içinde üreyen mikroorganizmalar köpeğinizin kalp kapakçıklarını yada böbreklerini de hasara uğratmayacaktı. Köpeğinizin gittikçe şişmanlaması,obezite ve şeker hastası olması belki de onun için hazırladığınız makarnalı pilavlı özel karışımdan kaynaklanıyor.Sadece şekerin değil vücuda alınan karbonhidratların da vücutta şekere dönüşebildiği ve Diyabet riskini arttırdığını unutmamalısınız. “Hangi Gıdalar Köpeğim İçin Tehlikeli Olabilir?” sorusunu bir kez daha kendi kendinize sorunuz ve en kısa zamanda Veteriner Hekiminizle irtibata geçip onun için en iyi olanın ne olduğu konusunu bir de hekiminize danışınız…

Besleme Yanlışları? 

Kedi ve Köpeklerde gözlenen besleme yanlışlarını pratik olarak 4 başlık altında toplayabiliriz.

1. Enerji fazlalığı  Büyük

(Alman çoban köpeği, Dobermann, Rotweiler) ve dev ırk (Alman Dogge, Bernhard) köpek ırklarının, büyüme devrelerinde yüksek enerji alınması sonucunda Osteochondros-Sendromu ortaya çıkar. Bu durum geri dönüşümsüz olarak iskelet sisteminde bozukluklara neden olur ve hayvanın tüm hayatı boyunca problemlere sebebiyet verir.  Enerji fazlalığı, erişkin köpeklerde ise Adipositaza (aşırı kilo) neden olur. Normal canlı ağırlığın % 20 sinin aşılması bu probleme neden olur. Gelişmiş ülkelerde köpek ve kedilerde en fazla rastlanan beslenme yanlışlığıdır. Köpeklerin % 25-40, kedilerin ise %20-30 unda bu probleme rastlanır. Adipositaz iskelet ve dolaşım sistemi üzerine olumsuz etki yaptığı gibi, Diabetes mellitus ve tümör riskini attırır. Ayrıca enfeksiyon hastalıklara karşı direnci düşürür. Enerji bakımından eksik besleme genelde gözükmez. Ancak laktasyondaki köpeklerde artan ihtiyacın karşılanamaması sonucunda ortaya cıkar.

2. Yetersiz Beslenme

Kedi ve köpek beslenmesinde en çok rastlanan besleme yanlışlarından biri de Kalsiyum (Ca) yetersizliğidir, özellikle büyüme dönemlerinde. Ca yetersizliğinin en önemli nedeni, fazla fosfor (P) alımıdır. Ca eksik beslenmenin yanında, Ca:P oranının alınan fazla et ve sebze nedeniyle düşmesidir. Bu durumlarda bu besinlere ek olarak Ca ilavesi problemin çözümüne yardımcı olur.  Sodyum (Na) eksikliği, genelde evde hazırladığımız kedi-köpek mamalarına yeterince tuz ilave etmememizden kaynaklanmaktadır. Bunun sonucunda hayvanlarımızda taşikardi ve exsikkoz gibi problemler şekillenmektedir.  Kedilerde gözlenen Taurin (esansiyel amino asit) eksikliği, tek taraflı, hayvansal gıdadan yoksun beslenme yanlışlığı sonucunda ortaya çıkar.  Kedi-Köpeklerde gözlenen diğer esansiyel besin maddeleri eksikliklerinde, özellikle, linolenik asit (sakatatla besleme, bitkisel yağca fakir rasyonlar), farklı vitaminler (Biotin, Vitamin A, E, B2,B6) ve mineral maddelerin (çinko, demir, iyot) eksikliklerinde deri ve tüy problemleri ortaya çıkar. Kedi-köpek kliniklerinde gözlenen deri-tüy hastalıklarının temelinde bu besleme yanlışları bulunmaktadır.

3. Hypervitaminoz (Vitamin fazlalığı)

Vitamin D preparatlarının gereksiz yere kullanılması sonucunda yumuşak dokuların kireçlenmesi, özellikle damar ve böbreklerde problemler ortaya çıkar.  Vitamin A fazlalığı fazla miktarda pişmemiş karaciğer tüketen kedilerde gözlenir. Bu beslenme yanlışında devam edilirse boyun ve sırt bölgesindeki kemiklerde üremeler şekillenir ve kedi kafa çevirme hareketlerini yapamaz. Geri dönüşümü olmayan bu problem, yanlış besleme devam ederse hayvanın ölümüne neden olur.

4. Diğer Beslenme Yanlışları All-meat-Sendromu:

Ani veya fazla et ürünleriyle beslenme sonucunda, Ca ve I yetersizliğine bağlı olarak hyperparatiroidismus şekillenir ve deri yapısında bozukluk (kepeklenme), cıvık, kötü kokulu dışkı, iskelet bozukluğu problemleri ortaya çıkar. Bu durumu önlemek için, sebze ve meyve ağırlıklı rasyonlar ve ilave mineral katkısı yapılır.  Erişkin kedi-köpeklerde gözlenen güçlü veya zayıf Laktoz-intoleransı nedeniyle, süt ve süt ürünlerinin sadece belli sınırlar dahilinde verilmesi gerekmektedir. Günlük laktoz alımı, 1-2 g/kg Canlı Ağırlık (CA)düzeyini aşmamalıdır.  Köpeklerde çok fazla miktarda kemik tüketilmesi (> 10 g/kg CA/gün) hareket zorluğuna, ağır obstipasyonlara (tıkanıklık) neden olur. Yine yumuşak yapılı kemiklerin tüketilmesi (tavuk-hindi kemikleri) sindirim sisteminde yaralanmalar ve bozukluklara neden olmaktadır. 4 madde başlığı altında incelediğimiz besleme yanlışları hayvan sahipleri tarafından sıkça yapılmakta ve kedi-köpeklerimizin hastalanmasına neden olmaktadır. Tüm bu beslenme hatalarını minimuma indirmek ve hayvanlarımızı sağlıklı bir şekilde yaşatabilmek için Veteriner Hekimlerine danışılmalı ve profesyonel kedi-köpek mamaları tercih edilmelidir.  Erişkin Köpek Beslenmesi  Bir köpek tam erişkin duruma geldiğinde artık idame periyotuna girmiştir. Gebe, hasta ya da aşırı çalışmak durumunda olmayan normal sağlıklı köpekler, uygun vücut yapılarını idame ettirebilmek için daha az besine ihtiyaç duyarlar. Uygun vücut yapısı deyince anlaşılması gereken, iyi orantılar; kaburgaların gözle görülmemesi ama elle yoklandığı zaman hissedilebilmesi; kaburgaların hemen devamında bel kısmının belirgin olmasıdır.  Daha düşük kalori ihtiyacı olan ve/veya daha az aktif olan köpeklerde aşırı kilo alımı konusunda dikkatli olunmalıdır. Bir köpeğin ağırlığı çoğu zaman basitçe, yemek artıklarından, sürpriz kaçamaklardan ve yüksek enerjili mamalardan uzak durarak azaltılabilir. Aşırı kilolu köpekler daha sık sağlık sorunlarıyla karşılaşır ve beklenen yaşam süreleri daha kısadır.  Erişkin köpekler için beslenme önerileri ırk, aktivite, metabolizma ve sahibinin seçimine göre farklılık gösterir. Beslenme her gün aynı zamanda yapılmalı ve daima taze, temiz su bulundurulmalıdır. İnsanlar gibi, köpeklerin de iştahı her gün aynı olmayabilir. İştahsızlık kalıcı olmadığı sürece ya da diğer hastalık belirtileri veya kilo kaybı yoksa bu önemli bir sorun oluşturmaz; eğer devam ediyorsa bir veteriner tarafından görülmelidir.  Yavru köpek beslenmesi Yaşamlarının ilk yedi ile on günü boyunca yavru köpeğin gözleri kapalı durumdadır. Bu süre içinde doğum ağırlıklarının iki katına ulaşırlar ve gittikçe daha da aktif hale gelirler. Tahmini olarak, emzirme dönemi boyunca her hafta, ağırlığın yaklaşık doğum kilosu kadar artması gerektiğini söyleyebiliriz (bu kilo artışı ilk hafta biraz daha az, son haftalarda da biraz daha fazla olabilir).  6 haftalık iken çoğu yavru artık sütten kesilmeye hazırdır. Eğer daha önceden annesinin kabından katı mama yemeye başladıysa, 4 ya da 5 haftalık iken bile kendi kendine sütü bırakabilir.  Normal büyüme ve gelişmeyi sağlayacak olan besin ihtiyacı, erişkin köpeklere oranla yavrularda daha fazladır. Bu yüzden gelişme ve üreme ya da tüm yaşam evreleri için tasarlanmış, besinsel olarak tam ve dengeli diyetler önerilir. Vitamin, mineral, et ya da diğer herhangi bir ek maddeye gerek yoktur.  Bir yavrunun mide kapasitesi, gerekli günlük besini bir kerede alacak kadar büyük değildir. Daha küçük olan yavrular, günde en az üç kez beslenmelidir. Dört ya da beş aylık olduklarında günde iki öğüne kadar düşülebilir. Daima taze ve temiz su da sağlanmalıdır. Yemeğin her gün aynı zamanda ve aynı yerde verilerek bir beslenme alışkanlığı oluşturulması önerilir. Köpeğinizin kabında sürekli mama bırakmayınız. Ona belli bir zaman tanıdıktan sonra yemediği mamayı önünden kaldırıp bir sonraki öğün saatine kadar bir şey vermezseniz hem davranış biçimi hem de sindirim sistemi açısından düzen sağlanmış olacaktır. Masadan, kendi yediğiniz yemeklerden vermek tavsiye edilmez çünkü bu şekilde bunu alışkanlık haline getiren, yemek seçen ve huysuz bir köpeğiniz olabilir. Tam ve dengeli diyetle beslenen yavrular ek olarak vitamin, mineral ya da ete ihtiyaç duymazlar. Hatta, fazla ilave besin verilmesinin düzenli gelişim açısından zararlı olduğu bile gösterilmiştir.  Bir yavruya verilmesi gereken mama miktarı boy, aktivite, metabolizma ve çevre koşullarına göre değişir. Aşırı kilo almaya izin verilmemelidir. Bu, sadece kötü bir görüntüye neden olmakla kalmaz; aşırı kilo kemik anormalliklerine yol açabilir. Köpeğinizin çok fazla kilo almaya başladığını fark ederseniz mama miktarı azaltılmalıdır. Eğer kilo alımı yavaş ise ve başka bir sağlık sorunu yoksa mama miktarı arttırılmalıdır. Köpeğinizin durumu ile ilgili bir sorunuz ya da şüpheniz varsa bir veterinere başvurmalısınız. Köpeğin Kişisel Bakım İhtiyaçları Köpeğin soğuktan korunması, banyo, tüylerin temiz tutulması, gözler-kulaklar ve ağız bakımları Köpeğin Soğuktan Korunması  Çoban köpekleri, St.Bernard, Chow Chow ve Sibirya Husky’si dışında hiç bir köpek soğuğa dayanamaz. Köpek eğer bir ev sıcaklığında yaşamaya zorlanırsa hastalanabilir. Boss adlı Husky’nin çok bilinen öyküsü oldukça öğreticidir. Bu köpek çok cesur ve dayanıklı olduğu için on yıl kadar sürü başı olarak kullanıldıktan sonra bir Fransız kadın tarafından alındı. Bu saygıdeğer buzlar kralı böylece duvarlar arasında yaşamaya başladı ve iki yıl sonra yağmurlu bir gecede dışarı çıktığı için hastalanıp öldü.  İnsana eşlik eden köpeklerin çoğunun ev içinde uyumasına izin verilir. Köpek evin herhangi bir köşesinde, salonda, mutfakta, hatta tuvalette mutlu olabilir. Gereken tek şey altına küçük bir yastık ya da eski bir battaniye sermektir. öte yandan büyük köpeklerin sahipleri genellikle köpeklerinin bir terasta ya da bir avluda uyumasını tercih ederler.  Köpeğin evin dışında barınması halinde, kulübesinin nemden ve rüzgardan korunması gerekir. Kulübe köpeğin beden ölçülerine uygun olmalıdır. Kulübenin içinde ayağa kalkabilmeli ve kendi çevresinde rahatça dönebilmelidir. Klasik köpek kulübesi, küçük bir ev biçiminde ve ağaçtan yapılır. Yüksek ve iki yana doğru eğik bir damı olur. Kulübenin içi ve dışı kötü hava koşullarının çürütücü etkisini ve parazit yuvalarının oluşmasını önlemek için boyanmalıdır. Kulübe periyodik temizlikler için sökülüp takılacak biçimde yapılırsa daha iyi olur.  Kulübenin köpeğin rahatça girip çıkacağı kadar geniş tek bir kapısı olmalıdır. Kış aylarında bu kapı kalın bir örtü ya da kapak ile örtülmelidir. Köpeği romatizmadan korumanın en iyi yolu budur. Ayrıca köpeğin yattığı zemin topraktan biraz daha yüksek olmalı ve kulübenin damı kiremit ya da metal ile korunmalıdır. Kulübenin içindeki yatak paçavralarla ya da odun talaşıyla doldurulmuş sağlam bir şilteden ibaret olmalı ve her hafta havalandırılmalıdır.  Kış aylarında soğuk algınlığına yakalanması ya da bacaklarında bir sorun olması halinde köpeğin evin içinde uyumasına izin verilmelidir.  Aslına bakarsanız bir köpek kulübesi pratikte ”İçine girebileceği kadar büyük, kendi vücut ısısıyla içerisini ısıtabilecek kadar küçük” olmalıdır. Banyo  Köpeğin yıkanma sıklığı konusunda herhangi bir kural yoktur. Bununla birlikte köpek düzenli olarak fırçalanmalı ve postunda pire ve kene olmadığına bakılmalıdır. Köpek, çok kirlenmemişse ayda bir kez suyla yıkanmalıdır.  Su ılık olmalıdır. Yıkama köpeğin kuyruğundan başlar, başına doğru devam eder. Köpeğin vücudu önce ıslatılır, sonra sabunlanır. Bu sırada kulakları pamukla tıkanmalıdır ve gözlerine sabun kaçmamasına dikkat edilmelidir.  Banyodan sonra köpeğin, kuruyana kadar dışarıda değil evin içinde dolaşmasına izin verilmelidir.  Gebe köpekler ve on iki haftalık olmamış yavrular gerekmedikçe yıkanmamalıdır.  Tüylerin Temiz Tutulması  Sahip olduğu özellikler gerektirmedikçe bir köpeğin tüyleri kırpılmaz. Güneş köpeğin derisini yakabilir ve böylece böcekler köpeğin kanını emebilecekleri bir alan bulmuş olurlar. Köpeğin postunu temiz tutmak için kullanılan pek çok araç vardır: uzun ve geniş dişli taraklar, çeşitli sertlik derecelerinde fırçalar, küçük tırmıklar, makaslar ve bu iş için kullanılan bıçaklar. Düz tüylü köpeklerin özel bir eldivenle ya da hafif metalden yapılmış bir fırçayla kaşağılanması gerekir. Uzun ve tel gibi tüyleri olan cinslerin taşıdıkları özellikler gerektiriyorsa tüylerinin kesilmesinde yarar vardır. Bu uygulama cansız tüylerin alınmasını ve köpeğe istenen biçimin verilmesini sağlar. Köpeğin tüylerini estetik nedenlerle kısmen kesmek de mümkündür. Tüylerin gerek kesilmesi gerekse kırpılması bu işi bilen kişilerce yapılmalıdır. Kesme işini bilen, hevesi ve zamanı olan köpek sahibi tarafından uygulanabilir. Poodle cinsi köpekler istenen görünümü almaları için düzenli bir programa uygun olarak kırpılırlar.  Gözler, Kulaklar ve Ağız  Bütün köpek cinslerinin düzenli ve periyodik bakıma ihtiyaçları vardır. Zaman zaman köpeğe göz banyosu yaptırılmalıdır. Kulaklar her hafta mavi ispirtoyla, nemlendirilmiş pamuklu çubuk kullanılarak temizlenmelidir.  Dişler için veteriner bakımı gerekir. Dişlerin dökülmesine neden olabilen diş taşlarının temizlenmesi gereklidir. Tırnaklar hayvanın yürümesini zorlaştırmayacak ölçüde ve uygun bir makasla kısaltılmalıdır. Bu işlem yapılırken hayvanın derisini incitmemeye özen gösterilmelidir. Kaşıntı olması halinde makat guddelerinin boşaltılması gerekir. Bu da veterinerin yapabileceği bir uygulamadır. Köpeğinize Oyuncak Seçerken Nelere Dikkat Etmelisiniz ? Oyun bir köpeğin sosyalleşmesi ve eğitiminde önemli bir rol oynar. Son yıllarda konunun önemi ve bir köpeğin sosyalleşmesinde oyunun rolü daha fazla ön plana çıkmıştır. Bu nedenle eğitmenler tarafından daha fazla önem gören, insanlar ve köpekler için eğlenceli bir spor olarak tanımlanan “Agility” popülarite kazanmıştır. Ancak günlük yaşam şartları pek çok kişi için zamansızlık problemini getirmekte ve oyuncak zorunlu hale gelmektedir. İster yavru, isterse yaşlı olsun bir köpeğin enerjisini harcayabilmesi için de olsa oyuna ihtiyacı vardır. Ancak oyun ve oyuncaklar iyi bir eğitim aracı olduğundan özellikle yavru döneminde daha fazla önem taşımaktadır.  Bu nedenle oyuncak seçiminde bazı detaylara dikkat edilmelidir. Doğal olarak bu seçim sırasında yavru veya yetişkin köpeğinizin tercihi çok daha önemlidir. Bunu anlayabilmek için köpeğinizin mizacını bilmeli ve hangi tür oyuncaklarla daha fazla zaman geçirdiğine dikkat etmeniz gereklidir.  Köpeğiniz bir oyuncak ile oynarken neler yapıyor, onu ısırıp bırakıyor mu, parçalayarak veya yırtarak mı oynuyor, yoksa onu saklamayı mı tercih ediyor? Eğer köpeğiniz parçalayarak ve yırtarak oynamayı seviyorsa tercihiniz sert kauçuk oyuncaklar, kauçuk top veya kemikler gibi dayanıklı malzemeden üretilmiş bir oyuncak olmalıdır. Eğer ısırıp bırakıyor ve parçalamıyor ise sesli veya sessiz lateks oyuncakları ve peluş oyuncakları tercih edebilirsiniz. İlgisini çeken oyuncakları seçtiğiniz taktirde oyun oynama ve dolayısı ile enerjisini harcama süresi artacaktır.  Eğer onunla geçirecek vaktiniz varsa tut-getir komutlarını öğretebileceğiniz frizbi, top veya sopa şeklinde oyuncaklar seçerek birlikte aktif enerji harcamasını ve bu sırada öğrenmesini de sağlayabilirsiniz. özellikle diş değişim döneminde köpeğinizin artan kemirme ihtiyacını karşılayabilecek dayanıklı oyuncakları tercih etmelisiniz.  Ne tür bir oyuncak seçeceğinize karar verdiğiniz taktirde dikkat etmeniz gereken bir diğer konuda oyuncağın boyutudur. çünkü özellikle henüz yavru olan köpeğinizin boğulma tehlikesi yaşamaması için yutamayacağı büyüklükte bir oyuncak olmasına dikkat etmelisiniz. Aksi taktirde kolaylıkla parçalanabilen oyuncaklar veya rahatça yutabileceği büyüklükteki oyuncaklar ciddi anlamda risk yaratabilirler.  Her zaman için köpeğinizin oyuncaklarının sayısını bilmeniz bu tür bir risk yaşama olasılığında hızlı davranabilmeniz için önem taşır. Kaybolan bir oyuncak veya parçası eksik bir oyuncak bulduğunuzda onu gözlem altında tutarak hareketlerinde bir farklılık olup olmadığını takip etmelisiniz. Durgunluk, iştahsızlık veya kusma gibi normalin dışında gelişen bir durum söz konusu olduğu taktirde vakit geçirmeden veteriner hekiminizden yardım almalısınız. Yutulan bir parça veya oyuncak boğulma riski yaratmamış olsa da sindirim sisteminde tıkanma riski yaratabileceğinden uygun müdahalenin vakit geçirilmeden yapılması gerekir. Bu durumun hayati risk yaratabileceği gözardı edilmemelidir.